Eski zamanlardan birinde şimdiki Karahayıt bölgesinde güzeller güzeli bir kız yaşarmış. Bu kız kolay kolay kimseyi beğenmezmiş. Bir gün köyün çobanı kızın dikkatini çekmiş ve kız gönlünü bu çobana kaptırmış. Bu arada köyde zengin mi zengin bir bey yaşamaktaymış ve bu beyin oğlunun da kızda gözü varmış. 

Bey oğlu ne yaptı ettiyse kızın gönlünü kazanamamış. Bir gün kız, atına binmiş ve sevgilisi olan çobana yemek götürüyormuş. Tenha bir yerde, bey oğlunun kendisine doğru yaklaşmakta olduğunu görmüş. Kız, oğlanın iyi niyetli olmadığını anlamış ve sevdiği çobandan başkasına yar olmak istemediği için,   “Allah’ım beni taş et, yeter ki çobandan başkasına yar olmayayım” diye dua etmiş. Allah kızın duasını kabul etmiş ve kız atıyla birlikte oracıkta taş kesilmiş.

Günümüzde halk arasında gelin taşı olarak da bilinen bu taş, o gün bu gündür gönlünün muradına eren, dileklerine kavuşan gelinlerin uğrak yeridir. Köye gelin olarak gelen herkes önce mutlaka arabayla o bölgede dolaştırılmakta, ardından da gelin geldiği yeni evine götürülmektedir. Bazı gelinler de yeni evlerinde eşleri ile mutlu olabilmek, mutlu ve uzun bir evlilik geçirebilmek için bu kayaya varıp dua etmektedirler.

KAYNAK:

DENİZLİ EFSANELERİ  

T.C. 

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ  

DOKTORA TEZİ  

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI 

M. Metin TÜRKTAŞ  

Danışman: Prof. Dr. Önder GÖÇGÜN